Moleküler Biyoloji ve Genetik Okumalı mısınız?

Puanlar geldi ve çoğunuz “acaba moleküler biyoloji ve genetik mi okusam” diye düşünmeye başladınız. Peki bu bölüm size uygun mu? Burada derslerden, bölümde neler yaptığımızdan değil de okurkenki süreçten bahsetmek istiyorum biraz. Belki “evet ben bunları yapabilirim” ya da “yok almayayım hiç bana göre değilmiş” demenize yardımcı olabilirim.

  • Lisede öğrendiğiniz biyolojik olayların gerçekte hangi moleküllerin etkileşimiyle ve bu değişimlerin hangi kimyasal ve yöntemlerle takip edilebileceğini öğrenebiliyorsunuz. Eğer biyoloji seviyorsanız olayların detaylarını öğrenmek çok eğlenceli ve heyecan verici. Biyolojiyi çok seviyor musunuz ve bu kadar detay ister misiniz iyi düşünün. Bir yerde sıkılıp “ben neden bu kadar detayda boğuluyorum” diye ağlayabilirsiniz çünkü eğer hücre biyolojisi çalışmak istiyorsanız genetik de öğreneceksiniz, ya da kanser çalışmak isterseniz biyoistatistik dersi de alacaksınız.
  • Ders çalışmayı gerçekten sevmeniz gerekiyor çünkü hem bölümde rekabet ortamı var hem de yüksek lisansta iyi okullardan kabul almak için not ortalamanızın iyi olması lazım. Amerikada yüksek notlarla mezun olmak buraya göre daha kolay ve onların arasından sıyrılabilmeniz gerekiyor. Yani birazcık çok çalışmanız gerekiyor, bir tıpçı tek bir komitesine ne kadar çalışıyorsa biz de bir dönemdeki bölüm derslerimize toplam o kadar çalışıyoruz aslında.
  • Olabildiğince erken bir hocanın labına girmeniz gerekiyor. Gerçek deney yapmasanız bile birkaç yöntem; pipet nasıl tutulur, DNA tanka nasıl yüklenir gibi şeyleri öğrenmeniz iyi olur çünkü okul lablarında böyle şeyleri çok az yapıyorsunuz ve çok iyi öğrenemiyorsunuz. Dönemde normal derslerin yanında laba vakit ayırabilir misiniz onu düşünün.
  • Eğer “tıp mı okuyayım yoksa moleküler biyoloji mi” diyorsanız, açıkçası bir tıpçı 1 komiteye ne kadar çalışıyorsa biz de bölüm derslerimizin toplamına bir o kadar çalışıyoruz. Ben “tıpta o kadar çalışmam” diyip buraya gelmiştim ama durum öyle değilmiş 🙂 Tıpta anatomi ve ezber daha fazlayken, moleküler biyolojide tıptaki olayların nasıl olduğunu biraz daha hikaye gibi, yani olayı konsept olarak öğreniyoruz. Tıp bizim bulduğumuz uygulamaları tedavide kullanıyor. Ayrıca burada ilk iki sene fizik, matematik ve kimya da görüyoruz; bence bu tıp ile moleküler biyoloji okumak arasındaki büyük bir fark.

“Tıp mı Moleküler Biyoloji ve Genetik mi?” yazım için buraya tıklayın.

  • Eğer okulu bitince hazır işim olsun, 5 bin lira maaş alayım, hafta sonum boş olsun derseniz – bence tercihinizi bir daha gözden geçirin. Çünkü okul bitince yüzde doksanınız yüksek lisans yapacak ve deneyiniz gece geç saatlere uzayabilir, hafta sonu gelmek zorunda kalabilirsiniz ve yüksek lisansta tatiliniz sadece 1 haftacık olacak 🙁 Kafam rahat olsun diyorsanız pek size göre değil.
  • Bilimi sevip sevmediğinizi iyi düşünün. Yüksek lisans veya doktora yapmaya karar verirseniz, bir şeyler keşfetmek için çalışacaksınız demektir ve yıllarınızı küçücük bir genin etkisini bulabilmek için hücreden DNA ayırırken geçirebilirsiniz. Sonunda mükemmel bir sonuç da alabilirsiniz, hiçbir şey de. Sonuç sizi tatmin edebilir de, etmeyebilir de. Sonuçtan değil de, araştırma kısmından zevk alıp almayacağınızı düşünün.

Artık artıları ve eksileri kendinize göre değerlendirip moleküler biyoloji ve genetik okuma konusunda karar verme sırası sizde. Bol şans!

1 Yorum

  1. Çok faydalı bir yazı olmuş. Şahsen mbg yi okumayı çok istiyorum lakin bir fark yaratabilir miyim veya bölüm beni zorlar mı yahut mezun olduktan sonra yüksek lisans için yurtdışına nasıl giderim, gitmeli miyim, gitmek için maddi durumun yeterli olacak mı gibi sorular halen düşündürüyor.

Comments are closed.