Bu hafta akademiden biri ile değil, moleküler biyoloji ve genetikten sonra özel sektörde ilaç çalışmalarına yönelmeyi düşünen Talya Kürkçüoğlu ile karşınızdayım! Talya şu an Boğaziçi’nde 4. sınıf öğrencisi ve “mbg mezunlarına özel sektörde iş yok” algısını kırmak için bizlerle 🙂
Hangi firmada/sektörde staj yapıyorsun?
İlaç sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Roche Türkiye firmasında uzun dönem stajımı yapmaktayım. 110 yıl önce kurulan Roche, 150 ülkede bulunuyor. 70 bin çalışanı bulunan şirket, ilaç ve tanı olmak üzere iki alanda faaliyet gösteriyor.
Stajda iş tanımın neydi, neler öğrendin?
Stajdaki iş tanımım; 1 yıl boyunca Medikal Departmana bağlı olan Klinik Araştırmalar Departmanı’nda yürütülen klinik araştırma çalışmalara destek vermek. Stajımın 4. Ayını tamamladım. Roche’un klinik Araştırmalar departmanında CTA, Start-up, CRA, CSM (contry study manager), LVM, CPTS gibi çok çeşitli kısımlar bulunuyor. Benim rotasyonum start-up ekibi ile başladı, şu an CSM ile devam ediyor, daha sonra da CPTS ve LVM (local vendor manager) ile devam edecek.
Bu süreçte piyasaya çıkacak olan ve ruhsatlı alınmak istenen yeni bir ilacın Türkiye’de klinik çalışmasının nasıl yürütüldüğünü öğrendim. Bir klinik çalışmanın başlatılabilmesi ve yürütülebilmesi için Sağlık Bakanlığı’na ve ilgili Etik Kurul’lara başvuru yapılıp onay alınması gerekiyor. Çok genel olarak neler öğrendiğimi söylemem gerekirse; çalışmanın ilk başvurusunun ve başladıktan sonra devam ettiği süre boyunca yapılması gereken diğer başvuruların start-up ekibi tarafından nasıl yapıldığını, hangi kurallara uygun olması gerektiğini, hastaya verilen dokümanların Türkiye regülasyonlarına uygun bir şekilde nasıl düzenlenmesi gerektiğini öğrendim.
Bir CSM’in (ülke çalışma müdürü) çalışmalarını nasıl takip ve kontrol ettiğini, globalle nasıl bir iletişim halinde olduğunu ve çalışma boyunca hastalarla veya başka bir durumla ilgili ortaya çıkan problemlere nasıl çözüm ürettiklerini gördüm.

Neden özel sektörü tercih ettin?
Bölüme girerken hep akademide kalacağım hedefiyle başlamıştım. Fakat zaman içerisinde, 3.sınıf gibi son yıllarıma doğru, bu fikrim değişti. Akademiyi, araştırmayı ve öğrenmeyi çok seviyorum fakat bu yol bana çok uzun ve zorlu gözükmeye başladı. Laboratuvarda çok fazla vakit geçirmekten hoşlanmadığımı fark ettim. Ve biliyorsunuz ki bir MBG öğrencisinin hayatının neredeyse %70’i laboratuvarda deneylerle geçmeli. Ben bunu hayatım boyunca yapmak istemediğime karar verdim.
Çalışma saatlerimin belli olacağı, daha düzenli, daha programlı bir hayatımın olacağı bir beyaz yakalı ofis çalışanı olmayı tercih ettim. O zaman neden MBG seçtin diyebilirsiniz ama dediğim gibi seçerken akademide kalacağıma çok emindim. Yani zaman içerisinde, seçtiğiniz yolda yürürken tercihleriniz/kararlarınız değişebiliyor. Bundan korkmayın, bunu seçtim artık bunu yapmak zorundayım demeyin, kendinizi istemediğiniz bir şeyi yapmaya mecbur bırakmayın çünkü her zaman başka bir yol vardır, bulunur.
Bu yolda ilerleyebilmek için 3. Sınıfın yazından özel sektörde 2 ilaç firmasında (Novartis Türkiye ve Deva Holding) staj yaptım. Şimdi de bu yolda ilerleyebilmek için son sınıfta Roche’a uzun dönem bir stajyer olarak girdim.
Özel sektörde başka hangi alanlarda staj yapılabilir/çalışılabilir?
Artık mezun olduğunuz bölümün özel sektörde çok da keskin sınırlar çizdiğini düşünmüyorum. Yani alakasız bölümlerden mezun olan insanlar, özel sektörün alakasız departmanlarında çalışıyor olabiliyorlar. Biraz şans, biraz da sizin kişisel yetenekleriniz ya da ilgi alanlarınız ile ilgili aslında. Bir MBG mezunu ilaç sektöründe klinik araştırmalar, ruhsatlandırma, medikal departman, marketing, kalite gibi çok çeşitli alanlarda da stajını yapabilir veya çalışabilir.

Başvurular nasıl/ne zaman yapılıyor?
Yaz dönemi için stajlar genelde birkaç aylık, yani kısa dönem stajlar oluyor. Genelde firmalar başvurularını Kariyer.net ya da LinkedIn gibi siteler üzerinden Nisan-Mayıs aylarında açıyorlar. Buralardan CV’nizi ileterek kolayca başvuru yapılabilir. Bazen firmaların kendi sitelerinde de Nisan-Mayıs aylarında yaz stajyeri aradıklarına dair bilgiler de yer alabiliyor, o yüzden istediğiniz firmanın bir stajyer ilanı açılmış mı diye sitesini de takip ederseniz daha iyi olur.
Uzun dönem stajların başvuruları ise genelde yaz sonu Ağustos-Eylül gibi Kariyer.net ya da LinkedIn gibi sitelerde açılmaya başlıyor. Ben hiç umudum olmasa da, 2019’un yaz sonunda Roche’un Kariyer.net’deki ilanına başvurmuştum. Kabul edildim ve şu an stajım yapıyorum. Yani Kariyer.netten başvuruyoruz ama hiç geri dönüş olmuyor demeyin, birsürü ilana başvurun ve bekleyin. Ben kaç tane ilana başvuru yaptığımı inanın hatırlamıyorum, o kadar çok. Elbet birileri geri dönüyor.
İşe/staja alım koşulları hakkında neler söyleyebilirsin?
İşe ya da staja alım firmadan firmaya farklılık gösterebiliyor. Fakat genel olarak hepsi tabii ki sizi mülakata çağırmak istiyor. Bazı firmalar mülakattan önce size maille bir sınav da yollayabiliyor. Bu sınav bazen sırf İngilizce sınavıyken, bazen sırf Türkçe-Matematik gibi genel bir sınavken, bazısı da her ikisi birden olabiliyor. Roche bana önce bir İngilizce sınavı yollamıştı ve mülakata gitmeden önce okuma ve dinlemeden oluşan bu sınavı evde kendim tamamlamıştım. Sınavdan belirli bir puanı almanız durumunda sizi mülakata çağırıyorlar.
Mülakat sürecinde İnsan Kaynaklarından işe alım uzmanları bulunuyor. Bazen yöneticiler de bu mülakata katılıyor. Daha sonra da İnsan Kaynakları işe alım uzmanının ve Klinik Araştırmalar Departmanı’nın 2 yöneticisinin bulunduğu bir mülakata girmiştim. Mülakatta genel olarak nasıl biri olduğunuzdan, bugüne kadar neler yaptığınızdan ve kendinize neler kattığınızdan, iş/staj deneyimlerinizden ve detaylıca kendinizden bahsetmeniz bekleniyor.
MBG’den başka stajyerler de var mıydı?
Evet. Roche’da çok çeşitli bölümlerden gelen farklı departmanlarda bulunan stajyerler var. Genel olarak neredeyse her departmanda en az 1 uzun dönem stajyerin bulunduğu bir firma Roche ve bu açıdan da biz öğrencilere çok büyük bir fırsat sunuyor bence. Stajyerlerini önemseyip bir şeyler öğreten, onları farklı pozisyonlardaki insanlarla rotasyona sokan bir firma. IT, IK, Kalite, Medikal, Marketing, Klinik Araştırmalar gibi departmanlarda hep stajyer bulunuyor.
Mesela Klinik Araştırmalar departmanında İstanbul Üniversitesi Eczacılık fakültesinden olan, benden önce Roche’a başlamış başka bir stajyer daha var. Aynı şekilde Eczacılık bölümünde okuyan başka bir stajyerin Kalite departmanında olduğunu biliyorum. Genetik ve Biyomühendislik bölümünden olan bir stajyer tanıyorum.
Psikoloji bölümünden olan birinin İnsan Kaynaklarında staj yaptığını biliyorum. Ayrıca Bilgisayar Mühendisliği okuyan biri de IT’de staj yapabiliyor. Farklı departmanlarda daha benim bilmediğim birsürü farklı bölümden olan stajyerler vardır

Boğaziçi’nden başka hangi okullardan insanlar var?
Boğaziçi Üniversitesinden başka benim şimdiye kadar gördüğüm; İstanbul Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesinden stajyerler var. Ama bu demek değil ki başka üniversitelerden olanlar yok, Roche’da mutlaka daha çeşitli üniversitelerden gelen benim bilmediğim stajyerler de vardır.
Okulda öğrendiğin teorik bilgileri ya da lab tekniklerini kullandın mı?
Hayır, neredeyse hiç kullanmadım. Zaten yaptığım staj ofis stajı olduğu için Lab tekniklerini kullanabileceğim bir durum yok. Her klinik araştırma çalışmasının bir prosedürü vardır ve bu prosedür kapsamında gönüllülere bazı işlemler yapılır. Bu prosedürleri okurken var olan teorik bilgilerim bana yapılacak olan işlemleri/tetkikleri daha iyi anlamamı sağladı diyebilirim.
Özel sektörde MBG’ye nasıl bakılıyor, aynı şirkette ya da sektörde çalışan başka mezunlarımız da var mı?
Özel sektörde global ilaç firmalarının klinik araştırma departmanlarında çok sayıda MBG mezunu çalışmakta. Roche’un klinik araştırmalar departmanında da farklı farklı pozisyonlarda (CTA, start-up, CRA, CSM gibi) MBG mezunu insanlar görev alıyor. Yani MBG mezunlarına ilaç firmalarının klinik araştırmalar departmanlarında çokça rastlayabiliriz. Roche klinik araştırmalar departmanındaki kalite uzmanımız ve ülke kalite müdürümüz Boğaziçi MBG mezunu mesela. Ayrıca başka global ilaç firmalarında da Boğaziçi MBG mezunlarının çokça çalıştıklarını duymuştum.

MBG diploması ile pazarlama gibi farklı alanlarda da çalışılabilir mi?
Ben bana uygun olmadığı için hiç düşünmedim ama neden olmasın. Dediğim gibi artık firmalar çok keskin sınırlar koymuyorlar diye düşünüyorum. Bu departman için uygun olduğunuzu, yani kendi yeterliliğinizi ve ilginizi gösterebilirseniz MBG diploması olan biri de pazarlamada departmanında çalışabilir. Mesela bölümden başka bir arkadaşım da GSK firmasında pazarlama stajı yapmakta.
Hiç akademi stajı yaptın mı? Yaptıysan akademi vs şirket stajını karşılaştırabilir misin?
Ders kapsamındaki lablara katılmak dışında malesef hiç akademi stajı yapmadım. O yüzden üzülerek karşılaştıramıyorum. Fakat özel sektörde Mustafa Nevzat İlaç’da lab stajı yapmıştım ve lab’da bulunmaktan çok hoşlanmadığımı bir kez daha bu stajda anladım. Daha çok yoruluyorlardı ve sürekli ayakta deneyler yapıp aynı zamanda da onun raporunu yazıp hesaplamasını yapmak bana fazla gelmişti.
Akademiye geçmeyi düşünüyor musun?
Hayır şu anda düşünmüyorum. Haziranda mezun olduktan sonra özel sektörde kariyerime başlamayı planlıyorum. Biraz deneyim kazandıktan sonra yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Yüksek lisansı ne üzerine yapacağım konusunda daha pek bir fikrim yok, biraz daha düşünmeliyim. Büyük konuşmayayım ama muhtemelen doktora yapmayacağım gibi duruyor.
Şirkette çalışmak için yüksek lisans gerekli mi ya da avantajlı mı? Örneğin ilaç şirketi ise biyokimya yüksek lisansı gibi.
Hayır şirkette çalışmak için yüksek lisans gerekli/şart değil. Fakat yönetici pozisyonları gibi daha üst seviyelerde bir pozisyonsa hedefiniz o zaman yüksek lisansa sahip olmak avantaj yaratıyor diyebilirim. Bu yüksek lisansın alanı tamamen sizin ilgi alanınıza bağlı. Yöneticiliği hedefleyenlerin genelde MBA (Master of Business Administration) yüksek lisansı yaptığını görüyorum. Fakat bunun dışında yüksek lisansı biyokimya, klinik farmakoloji, tıbbi farmakoloji olan çalışanlar da var ve yönetici pozisyonuna da gelebiliyorlar.

Şirkette ArGe çalışmaları var mı, araştırma yapılabiliyor mu?
Global olarak Roche’da tabii ki ArGe yapılıyor. Bildiğim kadarıyla Roche’un yurt dışında ArGe’ye 5 milyar dolar gibi çok büyük bir bütçe ayırmakta. Şirketin ABD, Almanya, İsviçre ve Japonya başta toplam 7 ArGe merkezinde 9 bin çalışanı var. Fakat Roche Türkiye’de ilaç geliştirme gibi ArGe çalışmaları yok. İlaçlar yurt dışından ithal ediliyor ve burada sadece o ilaçların gönüllüler üzerinde klinik araştırma çalışması yapılıyor. Roche, Türkiye’de ArGe faaliyeti göstermiyor fakat yıllık cirosunun büyük bir kısmını klinik araştırmalara yatırıyor.
Yaptığın iş seni tatmin ediyor mu? Araştırma yapmayıp “bilime katkı sağlamama” açısından pişman mısın?
Evet beni fazlasıyla tatmin ediyor. Araştırma yapmayıp bilime katkıda bulunmadığım için pişman değilim. Çalıştığım departman aslında fazlasıyla bilimin içinde olan bir departman. Daha piyasaya çıkmasına yıllar olan bir ilacı gönüllü hastalara ücretsiz sağlayıp tedavilerini gerçekleştiriyoruz ve bu süreçte o hastaların durumunun gün geçtikçe iyiye gittiğini uzaktan da olsa görüp takip etmek insanı çok motive tutan bir şey. Bir şekilde o hastanın hayatına dokunabildiğinizi hissediyorsunuz ve hastayla direk bağlantısı olup ona yarar sağlayan tek departman bence klinik araştırmalar departmanı.
Tabii ki tüm gönüllü hastalar iyileşemeyebiliyor, var olan tedavilerin fayda etmediği ve durumu çok kötü olan hastaları kaybedebiliyoruz. Fakat ulaşabildiğimizce çok hastaya ulaşıp onları klinik çalışma kapsamında tedavi edebiliyor olmak, standart ofis departmanlarında çalışmaktan çok daha kıymetli bence.

Eklemek istediğin başka şeyler var mı?
Hep sağlık alanında olmak istemiştim ve klinik araştırmalar departmanı sayesinde bunun özel sektörde de mümkün olabileceğini gördüm. Klinik araştırmalar Türkiye’de çok az biliniyor ve çok yanlış anlaşılabiliyor. İnsanlar “ben denek miyim? Benim üzerimde yeni çıkan bir ilacı deniyorsunuz” gibi düşüncelere kapılabiliyorlar. Fakat bu klinik araştırmaya katılan hastalar durumu kötü olan ve piyasada var olan tedavilerden fayda görmeyen çaresiz hastalar. Bu klinik çalışmaya seçilmek için uygun olmak onlara iyileşebilmek için bir umut, bir şans veriyor aslında.
Piyasadaki tedavilerden hiçbir fayda görmeyen ve durumu kötüye giden bir hasta, eğer dahil edilme kriterleri uygunsa Roche’un klinik çalışmasına katılarak aldığı etken madde sayesinde durumu belki de iyiye gidebilecek. Sonuçta şu an piyasada olan tüm ilaçların zamanında klinik araştırılması yapıldı ve sonra ilaçlar piyasaya çıktı.
Bir hastanın klinik araştırmaya dahil edilmesine uygun olduğuna doktoru karar veriyor. Daha sonrasında da sponsor firmanın hastaya vermek zorunda olduğu bir belge var. İçerisinde çalışmayla ilgili tüm bilgilerin (prosedürlerin ne olacağı, çalışmaya katılmanın yararları ve riskleri, çalışmadan istediği zaman ayrılabileceği ya da istemiyorsa hiç katılmayabileceği) yer aldığı bu belgenin ismi “Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu”. Bu form hasta tarafından imzalanmazsa o hasta asla klinik çalışmaya dahil edilemiyor.
Klinik araştırmalar çaresiz hastalar için iyileşebilecekleri bir umut kapısı. Klinik araştırmalara biraz bu açıdan bakılması gerektiğini ve bu araştırmaların yapılmadan belki de milyonlarca insana fayda edecek olan hiçbir ilacın piyasaya çıkamayacağını unutmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Daha fazla bilgi almak isteyenler [email protected] adresinden Talya’ya ulaşabilirler. Kendisine çok teşekkür ediyorum, iş hayatında başarılar diliyorum 🙂
1 Yorum
Comments are closed.