Gün doğumu ve altta Hazar Denizi |
Not: Bu yazı Çinde yaşadığımız olayları anlatıyor, Çin hakkındaki yorumlarım ve ortamı anlattığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
İlk izlenim : acı, çok acı
Noodle yediğimiz çarşı |
İzdivaç Şanghay versiyonu
![]() |
Şanghay Evlilik Marketi |
The Bund |
Ertesi gün iki günlük gezi için Wuzhen (ucen diye okunuyor) ve Hangzhouya (hanco) doğru yola çıktık. Wuzhen çok değişik, kanallar üzerine kurulmuş bir şehir, bence kesinlikle Asyanın Venediği. Hangzhou da göl kenarında otantik bir Budist kenti. Ben çok akıllı bir hareket yaparak gece fotoğraf makinamı açık unuttuğum için şarjı bitmişti, buralarda çok az fotoğraf çekebildim.
![]() |
Hangzhou |
Elbisem |
![]() |
Tai Chi dersi |
Hem telefonum gitti hem fotoğraflarım
Peki ben bu arada nasıl fotoğrafsız kaldım? Telefonum yok olduktan 2 gün sonra arkadaşımla makinadaki fotoğraflara bakalım dedik, ta daaa, o gün çektiklerim dışında hiçbir fotoğraf yok 🙁 Zaten telefonum yok moralim bozuk, bir de üstüne bütün fotoğraflarım ve tabi ki çektiğim arkadaşlarımınkiler de gitti. Dedim ki amaaan napayım gezmene bak sen Cemre, İstanbulda düşünürsün bir çaresini.
Sonraki günler gezmeye Oriental Pearl Tower diye Şanghayın simgesi olmuş bir kuleye çıktık. Kulenin 260 metre yükseklikte tamamen cam bir balkonu vardı ve inanın midem yağ kokusundan ordan aşağı bakarkenki kadar bulanmamıştır 🙁
Biraz da sakatlanalım
Alışveriş merkezini üzerimize kilitlediler
![]() |
Zavallılar her şeyden habersiz Burger yerken |
Biz onları ararken neden gelemediklerini anladık, alışveriş merkezi kapandığı için kapıları üzerimize kilitlemişlerdi! Ne ışıklar yanıyor ne merdivenler çalışıyordu ve bütün kapılara zincir takmışlardı, üstüne üstlük içeride kimsecikler yok ve şarjımız da yoktu. Yangın çıkışından zorla çıktıktan sonra nihayet arkadaşlarımızla buluşabildik <3
![]() |
Metro çıkışında taksi beklerken |
Hayatımda ilk defa 12 saat uçtum, ilk defa Asya kıtasına gittim, ilk defa dilinden tek kelime bilmediğim bir yerde 16 gün geçirdim. Hem inanılmaz iyi, hem inanılmaz kötü bir deneyimdi. “Su” yu yarım saat boyunca anlattığımızda anlamayışları, yağmurdan dışarı çıkamayışımız, parçalanan 3 telefon, Nurun “mo li hua” söyleyişi, Furkanın fotoğraf çekilirken “i, ar, san” diye sayışı ve dönerkenki yeni ailemden kopma hissini asla unutamam. Sevgili 403 iyi ki varsınız <3
Not: Çinde yaşadığımız olayları okuduktan sonra Çin hakkındaki yorumlarım ve ortamı anlattığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
1 Yorum
Comments are closed.